6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunun limited şirketlerde esas sermaye payları ile ilgili 593/2. maddesinde “esas sermaye pay senetleri ispat aracı şeklinde veya nama yazılı olarak düzenlenir.” ibaresi bulunmaktadır. Bu hükümle artık limited şirketlerde de pay (hisse) senedi çıkarılması mümkün olacağı anlaşılmaktadır. Ancak bu maddenin gerekçesine baktığımızda, pay senetlerinin limited şirketlerde paya devir ve dolaşım kolaylığı sağlamayacağı belirtilmiştir. O halde kanun koyucu aslında limited şirket pay senetlerine menkul kıymet niteliği kazandırma iradesini taşımamaktadır.
6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 484. ve devamı maddelerinde anonim şirketler tarafından çıkarılan pay senetleri “menkul kıymetler” bölümü başlığı altında düzenlenmiştir. Bu maddelerde, anonim şirketlerde pay senedinin zilyetliğinin devri ve ciro edilmesi ile mülkiyet devrinin mümkün olacağı belirtilirken aslında anonim şirketlerdeki pay senetlerinin menkul kıymet olma niteliği de vurgulanmak istenmiştir. Buna karşılık 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nda, limited şirket pay senetlerinin menkul kıymet olduğuna dair herhangi bir hüküm yer almamaktadır. Aksine yukarıda da izah edildiği üzere, Kanunun 593. maddenin gerekçesine baktığımızda, limited şirketlerde pay senetlerinin, paya, devir ve dolaşım kolaylığı sağlamayacağı belirtilerek kanun koyucunun limited şirket pay senetlerine menkul kıymet vasfı kazandırma iradesinin olmadığı açık bir şekilde vurgulanmıştır.
Bununla birlikte, limited şirketlerin esas sermaye payının devrine ilişkin 595. Maddesine bakıldığında bunların yine menkul kıymet niteliğini taşımadığı kanaatine ulaşmaktayız. 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 595/1. Maddesine göre limited şirketlerde ortaklık payının devri, “pay senedi devri” şeklinde olmamaktadır. Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılmakta ve tarafların imzaları noterce onanmaktadır. Diğer bir ifade ile, limited şirketlerde, ortaklık hakkının “pay senedi cirolanması yoluyla” devri hukuken mümkün değildir. Hâlbuki Kanunun 489. ve 490/2. maddesinde anonim şirketlerde nama yazılı pay senetlerinin herhangi bir sınırlamaya bağlı olmaksızın ciro yoluyla, hamiline yazılı olanlarda ise teslimle el değiştirdiği hükme bağlanmıştır.
Dolayısıyla limited şirket pay senetlerinin menkul kıymet olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda konunun vergisel boyutunu da kısaca ele almak gerekecektir. Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80. Maddesi hükmüne göre ivazsız olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar vergilendirilecek değer artış kazancı olarak sayılmıştır. Hukuken ulaşılan sonuca göre; pay senedi çıkarmış limited şirketlerin hisse devrinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80. maddesinde yer alan iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılması çerçevesinde elde edilen kazançların değer artışı kazancı olarak Kabul edilmeyeceği ve vergilendirilmeyeceğine ilişkin istisnadan yararlanılamayacağı görüşü ağır basmaktadır.
Comentarios